Secde Suresi – Arapça ve Türkçe Okunuşu

Secde Suresi Arapça okunuşu

Secde Suresi Arapça Dinle

Secde Suresi Türkçe Okunuşu​

Bismillâhirrahmânirrahîm.

  1. Elif lam mim.
  2. Tenzilul kitabi la reybe fihi min rabbil alemin.
  3. Em yekulunefterah, bel huvel hakku min rabbike li tunzire kavmen ma etahum min nezirin min kablike leallehum yehtedun.
  4. Allahullezi halakas semavati vel arda ve ma beynehuma fi sitteti eyyamin summesteva alel arş, ma lekum min dunihi min veliyyin ve la şefii, e fe la tetezekkerun.
  5. Yudebbirul emre mines semai ilel ardı summe ya’rucu ileyhi fi yevmin kane mıkdaruhu elfe senetin mimma teuddun.
  6. Zalike alimul gaybi veş şehadetil azizur rahim.
  7. Ellezi ahsene kulle şey’in halakahu ve bedee halkal insani min tin.
  8. Summe ceale neslehu min sulaletin min main mehin.
  9. Summe sevvahu ve nefeha fihi min ruhihi ve ceale lekumus sem’a vel ebsare vel ef’ideh, kalilen ma teşkurun.
  10. Ve kalu e iza dalelna fil ardı e inna le fi halkın cedid, bel hum bi likai rabbihim kafirun.
  11. Kul yeteveffakum melekul mevtillezi vukkile bikum summe ila rabbikum turceun.
  12. Ve lev tera izil mucrimune nakısu ruusihim inde rabbihim, rabbena ebsarna ve semi’na ferci’na na’mel salihan inna mukinun.
  13. Ve lev şi’na le ateyna kulle nefsin hudaha ve lakin hakkal kavlu minni le emleenne cehenneme minel cinneti ven nasi ecmain.
  14. Fe zuku bi ma nesitum likae yevmikum haza, inna nesinakum ve zuku azabel huldi bi ma kuntum ta’melun.
  15. İnnema yu’minu bi ayatinellezine iza zukkiru biha harru succeden ve sebbehu bi hamdi rabbihim ve hum la yestekbirun.
  16. Tetecafa cunubuhum anil medacıi yed’une rabbehum havfen ve tamaan ve mimma razaknahum yunfikun.
  17. Fe la ta’lemu nefsun ma uhfiye lehum min kurreti a’yun, cezaen bi ma kanu ya’melun.
  18. E fe men kane mu’minen kemen kane fasika, la yestevun.
  19. Emmellezine amenu ve amilus salihati fe lehum cennatul me’va nuzulen bi ma kanu ya’melun.
  20. Ve emmellezine feseku fe me’vahumun nar, kulle ma eradu en yahrucu minha uidu fiha, ve kile lehum zuku azaben narillezi kuntum bihi tukezzibun.
  21. Ve le nuzikannehum minel azabil edna dunel azabil ekberi leallehum yerciun.
  22. Ve men azlemu mimmen zukkire bi ayati rabbihi summe a’rada anha, inna minel mucrimine muntekimun.
  23. Ve lekad ateyna musel kitabe fe la tekun fi miryetin min likaihi ve cealnahu huden li beni israil.
  24. Ve cealna minhum eimmeten yehdune bi emrina lemma saberu ve kanu bi ayatina yukınun.
  25. İnne rabbeke huve yafsilu beynehum yevmel kıyameti fima kanu fihi yahtelifun.
  26. E ve lem yehdi lehum kem ehlekna min kablihim minel kuruni yemşune fi mesakinihim, inne fi zalike le ayat, e fe la yesmeun.
  27. E ve lem yerev enna nesukul mae ilel ardıl curuzi fe nuhricu bihi zar’an te’kulu minhu en’amuhum ve enfusuhum e fe la yubsirun.
  28. Ve yekulune meta hazel fethu in kuntum sadikin.
  29. Kul yevmel fethi la yenfeullezine keferu imanuhum ve la hum yunzarun.
  30. Fe a’rıd anhum ventezır innehum muntezırun.

Secde Suresi Türkçe Dinle

Secde Suresi’nin Anlamı

Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.

  1. Elif, Lam, Mim.
  2. Kendisinde şüphe olmayan bu Kitab’ın indirilişi, alemlerin Rabbi tarafındandır.
  3. Yoksa: “Onu uydurdu” mu diyorlar? Hayır, o, senden önce kendilerine bir gocundurucu (uyarıcı) peygamber gelmemiş olan bir kavmi gocundurasın (uyarasın) diye, Rabbin tarafından gelen bir gerçektir, gerek ki hidayeti kabul ederler.
  4. Allah O’dur ki, gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri altı günde yaratmış, sonra Arş üzerine hükümranlığını kurmuştur. Sizin için O’ndan başka ne bir sahibiniz, ne de bir şefaatçiniz vardır. Artık düşünmez misiniz?
  5. Gökten yere (yukarıdan aşağıya) kadar bütün işleri o düzenleyip yönetir, sonra da sizin saydıklarınızdan bin yıl kadar olan bir günde O’na yükselir.
  6. İşte görülmeyeni de görüleni de bilen, herşeye gücü yeten, çok merhametli olan O’dur.
  7. O ki, yarattığı herşeyi güzel yarattı ve insanı yaratmaya da bir çamurdan başladı.
  8. Sonra onun neslini bir sülaleden (değersiz bir sudan) yaptı.
  9. Sonra onu düzenli bir şekle sokup, içine kendi ruhundan üfledi ve sizin için işitmeyi, o görmeleri ve gönülleri yaptı. Siz çok az şükrediyorsunuz!
  10. Bir de: “A! Yeryüzünde kaybolup gittikten sonra mı, gerçekten biz mi muhakkak yeni bir yaratılışta olacağız?” dediler. Fakat onlar Rablerine kavuşmayı inkar eden kafirlerdir.
  11. De ki: “Size tayin edilmiş olan ölüm meleği canınızı alacak, sonra döndürülüp Rabbinize götürüleceksiniz!”
  12. Bir görsen o zaman suçluları; Rablerinin huzurunda başlarını eğmişler: “Ey Rabbimiz, gördük ve dinledik. şimdi bizi geri çevir de, iyi bir amel işleyelim; çünkü biz kesin inanç sahibi olduk.” derlerken.
  13. Eğer dilemiş olsaydık, herkese hidayetini verirdik; fakat tarafımdan şu söz verildi: “Elbette ve elbette cehennemi bütün cin ve insanlardan dolduracağım!”
  14. O halde bu gününüze kavuşmayı unuttuğunuz için (azabı) tadın, işte Biz de sizi unuttuk. Yapıp durduğunuz işler yüzünden tadın ebedi azabı!
  15. Bizim ayetlerimize öyle kimseler iman ederler ki, onlarla kendilerine öğüt verildiği zaman secdelere kapanırlar ve Rablerine hamd ile tesbih ederler de büyüklük taslamazlar.
  16. Yanları yataklarından aralaşır (uzaklaşır), korku ve ümit içinde Rablerine dua ederler ve kendilerine verdiğimiz azıklardan hayıra sarfederler.
  17. Şimdi kimse, yaptıklarına karşılık onlar için gizlenmiş olan gözler sürurunu (ne gibi sevindirici bir nimet saklandığını) bilemez.
  18. Öyle ya inanan kimse fasık olan gibi olur mu? Onlar eşit olamazlar.
  19. Evet, iman edip de o salih amelleri işleyen kimselerin yaptıklarına karşılık konukluk olarak kendilerine Me’va cennetleri vardır.
  20. Ama fasıklık etmiş olanların barınakları ateştir. Oradan her çıkmak istediklerinde oraya geri çevrilirler ve kendilerine: “Haydi tadın o ateşin yalanlayıp durduğunuz azabını!” denir.
  21. Şu da bir gerçek ki, onlara en büyük azaptan önce o yakın azaptan (dünya azabından) da tattıracağız, belki dönerler.
  22. Rabbinin ayetleriyle (kendisine) öğüt verilip de sonra onlardan yüz çeviren kimseden daha zalim kim olabilir. Muhakkak Biz, suçlulardan intikam alırız.
  23. Andolsun ki (Biz) vaktiyle Musa’ya kitap vermiştik. Şimdi de sen ona kavuşmaktan şüpheye düşme. Onu İsrail oğulları için bir hidayet rehberi kılmıştık.
  24. İçlerinden, sabrettikleri zaman emrimizle doğru yolu gösteren öncül imamlar (önderler) yetiştirmiştik. Onlar ayetlerimize kesin bir şekilde sarılmışlardı.
  25. Şimdi ihtilaf edip durdukları şeylerde şüphesiz ki, Rabbin kıyamet günü aralarında ayrıca hükmü verecektir.
  26. Onları doğru yola hala iletmedi mi, kendilerinden önce yurtlarında gezip dolaştıkları nice kuşaktan helak etmiş olmamız? Şüphesiz bunda (alınacak) ibretler vardır; hala kulak vermeyecekler mi?
  27. Ya hiç görmediler mi, Biz kır bir yere suyu salıveriyoruz da onunla bir ekin çıkarıyoruz; ondan hayvanları da yiyor, kendileri de? Hala gözlerini açmayacaklar mı?
  28. Bir de: “Ne zaman (gelecektir) o zafer, eğer doğru söylüyorsanız?” diyorlar.
  29. De ki: “İnkar edenlere o zafer günü iman etmeleri fayda vermez ve onlara göz açtırılmaz.”
  30. Şimdi onlardan yüz çevir de gözet, çünkü onlar da gözetiyorlar.

Yorum gönder