Fecr Suresi – Arapça ve Türkçe Okunuşu
Fecr Suresi Arapça okunuşu
Fecr Suresi Arapça Dinle
Fecr Suresi Türkçe Okunuşu
Bismillâhirrahmânirrahîm.
- Vel-fecr(i)
- Ve leyâlin ‘aşr(in)
- Ve-şşef’i vel-vetr(i)
- Velleyli iżâ yesr(i)
- Hel fî żâlike kasemun liżî hicr(in)
- Elem tera keyfe fe’ale rabbuke bi’âd(in)
- İrame żâti-l’imâd(i)
- Elletî lem yuḣlak miśluhâ fî-lbilâd(i)
- Ve śemûde-lleżîne câbû-ssaḣra bil-vâd(i)
- Ve fir’avne żî-l-evtâd(i)
- Elleżîne taġav fî-lbilâd(i)
- Fe-ekśerû fîhâ-lfesâd(e)
- Fesabbe ‘aleyhim rabbuke sevta ‘ażâb(in)
- İnne rabbeke lebilmirsâd(i)
- Fe-emmâ-l-insânu iżâ mâ-btelâhu rabbuhu fe-ekramehu ve na’’amehu feyekûlu rabbî ekramen(i)
- Ve emmâ iżâ mâ-btelâhu fekadera ‘aleyhi rizkahu feyekûlu rabbî ehânen(i)
- Kellâ(s) bel lâ tukrimûne-lyetîm(e)
- Velâ tehâddûne ‘alâ ta’âmi-lmiskîn(i)
- Ve te/kulûne-tturâśe eklen lemmâ
- Ve tuhibbûne-lmâle hubben cemmâ
- Kellâ iżâ dukketi-l-ardu dekken dekkâ
- Ve câe rabbuke vel-meleku saffen saffâ
- Ve cî-e yevme-iżin bi-cehennem(e)(c) yevme-iżin yeteżekkeru-l-insânu ve ennâ lehu-żżikrâ
- Yekûlu yâ leytenî kaddemtu lihayâtî
- Feyevme-iżin lâ yu’ażżibu ‘ażâbehu ehad(un)
- Velâ yûśiku ve śâkahu ehad(un)
- Yâ eyyetuhâ-nnefsu-lmutme-inne(tu)
- İrci’î ilâ rabbiki râdiyeten merdiyye(ten)
- Fedḣulî fî ‘ibâdî
- Vedḣulî cennetî
Fecr Suresi Türkçe Dinle
Fecr Suresi’nin Anlamı
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.
- Yemin olsun fecre,
- On geceye,
- Çifte ve teke,
- Geçip gitmekte olan geceye!
- Akıl sahibi olanlar için, bunlarda gerçeği kanıtlayan bir yemin değeri var, değil mi?
- Görmedin mi, Rabbin ne yaptı Âd kavmine?
- Yüksek binalarla dolu İrem’e?
- Ki, beldeler arasında onun eşi benzeri yaratılmamıştı.
- Vâdilerde kayaları oyup yontarak sağlam evler yapan Semûd kavmine?
- Büyük saltanat ve çok sağlam kaleler sahibi Firavun’a?
- Bunların hepsi, yaşadıkları ülkelerde azdıkça azdılar.
- Taşkınlıklarıyla oralarda çokça bozgunculuk yaptılar.
- Bu yüzden Rabbin onlar üzerine azap kamçıları yağdırdı.
- Çünkü Rabbin, kullarını devamlı sûrette gözetlemektedir.
- Ama insan, Rabbi onu varlıkla sınayıp da kendisine ikramda bulunduğu ve bol bol nimetler verdiği zaman: “Rabbim beni şerefli kıldı” der.
- Buna karşılık onu darlıkla sınayıp da rızkını kısıverince: “Rabbim beni rezil, perişan etti” der.
- Hayır! Doğrusu siz, Allah’tan ikram bekliyorsunuz ama kendiniz yetîme değer vermiyor, ona ikram etmiyorsunuz.
- Muhtaçları doyurmaya birbirinizi teşvik etmiyorsunuz.
- Mirastan ne gelse, helâl-haram demeden alabildiğine yiyorsunuz.
- Malı mülkü de sınırsız bir sevgiyle seviyorsunuz.
- Hayır! Böyle yapmayın! Yeryüzü birbiri ardınca şiddetle sarsılıp toz-toprak, dümdüz olduğu,
- Rabbinin emri gelip melekler sıra sıra dizildiği zaman!
- O gün cehennem de bütün dehşetiyle getirilir. İnsan o gün, tüm yaptıklarını birer birer hatırlar; ama bu hatırlamanın ona ne faydası olur ki?
- Ölümcül bir pişmanlık içinde: “Keşke sağlığımda şu ebedî hayatım için bir hazırlık yapmış olsaydım” der.
- O gün Allah’ın vereceği azabı hiç kimse veremez.
- O’nun vuracağı bağı hiç kimse vuramaz.
- Ey kâmil bir iman ve sâlih amellerle huzûra ermiş nefis!
- Sen O’ndan râzı, O da senden râzı olarak Rabbine dön!
- Dürüst ve samimi kullarımın arasına katıl!
- Cennetime gir!
Yorum gönder