Hac ne zaman farz kılınmıştır?
Hac ne zaman farz kılınmıştır?
Hicretin dokuzuncu yılına kadar hac, Hazret-i İbrahim -aleyhisselam-’ın Hanif dinine göre ifa edilmekle birlikte, içine müşrikler tarafından birçok yanlış uygulamalar da karıştırılmıştı. Bu yıl ise Allah Rasulü -sallallahu aleyhi ve sellem-, Hazret-i Ebu Bekr’i hac emiri yaparak İslami haccı müslümanlara öğretmesi için üç yüz kişilik bir kafile ile Mekke’ye gönderdi. Kendisi onuncu sene hac yapacağını bildirdi. Kurbanlık olmak üzere boyunlarına nişan taktığı yirmi deveyi de onlarla birlikte gönderdi.
Hazret-i Ebu Bekir -radıyallahu anh-, hac kafilesiyle yola çıktığı sırada Tevbe (Berae) Suresi’nin ilk ayetleri nazil oldu. Böylece putlardan temizlenmiş olan Allah’ın Beyti’nin müşriklerden temizlenmesi emredildi. Zira o vakte kadar müşriklerin Kabe’de ibadet etmelerine karışılmamıştı. Ancak asli hüviyetini kazanmış olan Kabe-i Muazzama’da, müşriklerin el çırparak ve çıplak bir şekilde gayr-i ahlaki olarak kendilerine göre ibadet etmeleri, tevhid açısından uygun düşmüyor, halk arasında da karışıklığa sebebiyet veriyordu. İşte Berae Suresi’nin bu sırada inen ayetleri, Kabe’de tevhide karşı yaşanan hürmetsizliğe son veren ayetler oldu.
Allah Teala buyurur:
“Allah ve Rasulü’nden kendileriyle muahede yapmış olduğunuz müşriklere bir ihtar! (Ey müşrikler!) Yeryüzünde dört ay daha dolaşın! İyi bilin ki siz, Allah’ı aciz bırakacak değilsiniz; Allah ise kafirleri rezil (ve perişan) edecektir. Bu, Allah ve Rasulü’nden Hacc-ı Ekber gününde insanlara bir ilandır. Allah ile Peygamberi, müşriklerden uzaktır (her türlü alakasını kesmiştir). Eğer tevbe ederseniz, bu sizin için daha hayırlıdır. Ve eğer yüz çevirirseniz, bilin ki Allah’ı aciz bırakacak değilsiniz. (Ey Rasulüm!) Kafirlere elem verici azabı müjdele! Ancak kendileriyle antlaşma yaptığınız müşriklerden (antlaşma şartlarına uyan), hiçbir şeyi eksik bırakmayan ve sizin aleyhinize herhangi bir kimseye arka çıkmayanlar (bu hükmün) dışındadır. Onların muahedesini, süreleri bitinceye kadar tamamlayınız! Allah, muttakileri sever!” (Tevbe Suresi, 1-4)
“Ey iman edenler! Müşrikler ancak necistir. Onun için bu yıllarından sonra Mescid-i Haram’a yaklaşmasınlar! Eğer yoksulluktan korkarsanız, (biliniz ki) Allah dilerse, sizi kendi lutfundan zengin edecektir. Şüphesiz Allah, Alim’dir, Hakim’dir.” (Tevbe Suresi, 28)
Peygamber Efendimiz aleyhi ve sellem-, bu ayet-i kerimeleri ilan etmesi için Hazret-i Ali -radıyallahu anh-’ı, Hazret-i Ebu Bekir -radıyallahu anh-’ın arkasından Mekke’ye gönderdi.
Hazret-i Ali -radıyallahu anh-, bayramın birinci günü Akabe Cemresi yanında ayağa kalkarak, Peygamberimizin kendisine verdiği bu vazifeyi, bir hutbe irad ederek yerine getirdi. Tevbe Suresi’nden belli miktarda ayetler okuduktan sonra, Rasulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in hulasa ettiği şu dört maddeyi bütün herkese duyurdu:
- (Herkes bilsin ki), cennete ancak mü’minler girebilecektir.
- Kabe, hiçbir zaman çıplak olarak tavaf edilmeyecek, (müşriklerin bu şekilde ihdas ettikleri bid’atlerine son verilecektir.)
- Bu yıldan sonra hiçbir müşrik Beytullah’a yaklaşmayacaktır.
- Yalnız Allah Rasulü -sallallahu aleyhi ve sellem- ile muahede yapmış olup buna sadık kalan müşrikler hakkında, belirlenen müddet bitene kadar antlaşma maddeleri geçerli kalacaktır.
Bu yıldan sonra, artık hiçbir müşrik hacca gelmemiş ve Kabe, çıplak olarak tavaf edilmemiştir.
Bu yıldan sonra, şirkin, kendilerini düşürdüğü bedbahtlığın farkına varan son müşrikler de nihayet imanı tercih etmişlerdir.
Bu yıldan sonra, Kabe-i Muazzama, putlardan temizlendiği gibi müşriklerden de temizlenmiş olarak Allah Rasulü -sallallahu aleyhi ve sellem-’in yapacağı büyük hac için hazır hale gelmiştir.
KAYNAK: Osman Nuri TOPBAŞ
Yorum gönder