Meryem Suresi – Arapça ve Türkçe Okunuşu

Meryem Suresi Arapça Okunuşu

Meryem Suresi Arapça Dinle

Meryem Suresi Türkçe Okunuşu

Bismillahirrahmanirrahim.

  1. Kaf, ha, ya, ayn, sad.
  2. Zikru rahmeti rabbike abdehu zekeriyya.
  3. İz nada rabbehu nidaen hafiyya.
  4. Kale rabbi inni ve henel azmu minni veştealer re’su şeyben ve lem ekun bi duaike rabbi şakıyya.
  5. Ve inni hıftul mevaliye min verai ve kanetimreeti akıran feheb li min ledunke veliyya.
  6. Yerisuni ve yerisu min ali ya’kube vec’alhu rabbi radıyya.
  7. Ya zekeriyya inna nubeşşiruke bi gulaminismuhu yahya lem nec’al lehu min kablu semiyya.
  8. Kale rabbi enna yekunu li gulamun ve kanetimreeti akıran ve kad belagtu minel kiberi ıtiyya.
  9. Kale kezalik, kale rabbuke huve aleyye heyyinun ve kad halaktuke min kablu ve lem teku şey’a.
  10. Kale rabbic’al li ayeh, kale ayetuke ella tukellimen nase selase leyalin seviyya.
  11. Fe harece ala kavmihi minel mihrabi fe evha ileyhim en sebbihu bukreten ve aşiyya.
  12. Ya yahya huzil kitabe bi kuvveh, ve ateynahul hukme sabiyya.
  13. Ve hananen min ledunna ve zekah, ve kane tekıyya.
  14. Ve berren bi valideyhi ve lem yekun cebbaren asıyya.
  15. Ve selamun aleyhi yevme vulide ve yevme yemutu ve yevme yub’asu hayya.
  16. Vezkur fil kitabı meryem, izintebezet min ehliha mekanen şarkıyya.
  17. Fettehazet min dunihim hicaben fe erselna ileyha ruhana fe temessele leha beşeren seviyya.
  18. Kalet inni euzu bir rahmani minke in kunte tekıyya.
  19. Kale innema ene resulu rabbiki li ehebe leki gulamen zekiyya.
  20. Kalet enna yekunu li gulamun ve lem yemsesni beşerun ve lem eku bagıyya.
  21. Kale kezalik, kale rabbuki huve aleyye heyyin, ve li nec’alehu ayeten lin nasi ve rahmeten minna, ve kane emren makdıyya.
  22. Fe hamelethu fentebezet bihi mekanen kasıyya.
  23. Fe ecae hel mehadu ila ciz’ın nahleh, kalet ya leyteni mittu kable haza ve kuntu nesyen mensiyya.
  24. Fe nadaha min tahtiha ella tahzeni kad ceale rabbuki tahteki seriyya.
  25. Ve huzzi ileyki bi ciz’ın nahleti tusakıt aleyki rutaben ceniyya.
  26. Fe kuli veşrabi ve karri ayna, fe imma terayinne minel beşeri ehaden fe kuli inni nezertu lir rahmani savmen fe len ukellimel yevme insiyya.
  27. Fe etet bihi kavmeha tahmiluh, kalu ya meryemu lekad ci’ti şey’en feriyya.
  28. Ya uhte harune ma kane ebukimrae sev’in ve ma kanet ummuki begıyya.
  29. Fe eşaret ileyh, kalu keyfe nukellimu men kane fil mehdi sabiyya.
  30. Kale inni abdullah, ataniyel kitabe ve cealeni nebiyya.
  31. Ve cealeni mubareken eyne ma kuntu ve evsani bis salati vez zekati ma dumtu hayya.
  32. Ve berren bi valideti ve lem yec’alni cebbaren şakıyya.
  33. Ves selamu aleyye yevme vulidtu ve yevme emutu ve yevme ub’asu hayya.
  34. Zalike isebnu meryem, kavlel hakkıllezi fihi yemterun.
  35. Ma kane lillahi en yettehıze min veledin subhaneh, iza kada emren fe innema yekulu lehu kun fe yekun.
  36. Ve innallahe rabbi ve rabbukum fa’buduh, haza sıratun mustekim.
  37. Fahtelefel ahzabu min beynihim, fe veylun lillezine keferu min meşhedi yevmin azim.
  38. Esmi’ bihim ve ebsır yevme ye’tunena lakiniz zalimunel yevme fi dalalin mubin.
  39. Ve enzirhum yevmel hasreti iz kudıyel emr, ve hum fi gafletin ve hum la yu’minun.
  40. İnna nahnu nerisul arda ve men aleyha ve ileyna yurceun.
  41. Vezkur fil kitabi ibrahim, innehu kane sıddikan nebiyya.
  42. İz kale li ebihi, ya ebeti lime ta’budu ma la yesmau ve la yubsıru ve la yugni anke şey’a.
  43. Ya ebeti inni kad caeni minel ilmi ma lem ye’tike fettebi’ni ehdike sıratan seviyya.
  44. Ya ebeti la ta’budiş şeytan, inneş şeytane kane lir rahmani asıyya.
  45. Ya ebeti inni ehafu en yemesseke azabun miner rahmani fe tekune liş şeytani veliyya.
  46. Kale e ragıbun ente an aliheti ya ibrahim, lein lem tentehi le ercumenneke vehcurni meliyya.
  47. Kale selamun aleyk, se estagfiru leke rabbi, innehu kane bi hafiyya.
  48. Ve a’tezilukum ve ma ted’une min dunillahi ve ed’u rabbi, asa ella ekune bi duai rabbi şakıyya.
  49. Fe lemma’tezelehum ve ma ya’budune min dunillahi vehebna lehu ishaka ve ya’kub ve kullen cealna nebiyya.
  50. Ve vehebna lehum min rahmetina ve cealna lehum lisane sıdkın aliyya.
  51. Vezkur fil kitabi musa, innehu kane muhlesan ve kane resulen nebiyya.
  52. Ve nadeynahu min canibit turil eymeni ve karrebnahu neciyya.
  53. Ve vehebna lehu min rahmetina ehahu harune nebiyya.
  54. Vezkur fil kitabi ismaile innehu kane sadıkal va’di ve kane resulen nebiyya.
  55. Ve kane ye’muru ehlehu bis salati vez zekati ve kane inde rabbihi mardıyya.
  56. Vezkur fil kitabi idrise innehu kane sıddikan nebiyya.
  57. Ve refa’nahu mekanen aliyya.
  58. Ulaikellezine en’amallahu aleyhim minen nebiyyine min zurriyyeti ademe ve mimmen hamelna mea nuhin ve min zurriyyeti ibrahime ve israile ve mimmen hedeyna vectebeyna, iza tutla aleyhim ayatur rahmani harru succeden ve bukiyya.
  59. Fe halefe min ba’dihim halfun edaus salate vettebeuş şehevati fe sevfe yelkavne gayya.
  60. İlla men tabe ve amene ve amile salihan fe ulaike yedhulunel cennete ve la yuzlemune şey’a.
  61. Cennati adninilleti vaader rahmanu ibadehu bil gayb, innehu kane va’duhu me’tiyya.
  62. La yesmeune fiha lagven illa selama, ve lehum rızkuhum fiha bukreten ve aşiyya.
  63. Tilkel cennetulleti nurisu min ibadina men kane takıyya.
  64. Ve ma netenezzelu illa bi emri rabbik, lehu ma beyne eydina ve ma halfena ve ma beyne zalik, ve ma kane rabbuke nesiyya.
  65. Rabbus semavati vel ardı ve ma beynehuma fa’budhu vastabir li ibadetih, hel ta’lemu lehu semiyya.
  66. Ve yekulul insanu e iza ma mittu le sevfe uhracu hayya.
  67. E ve la yezkurul insanu enna halaknahu min kablu ve lem yeku şey’a.
  68. Fe ve rabbike le nahşurennehum veş şeyatine summe le nuhdırannehum havle cehenneme cisiyya.
  69. Summe le nenzianne min kulli şiatin eyyuhum eşeddu aler rahmani ıtiyya.
  70. Summe le nahnu a’lemu billezine hum evla biha sıliyya.
  71. Ve in minkum illa variduha, kane ala rabbike hatmen makdıyya.
  72. Summe nuneccillezinettekav ve nezeruz zalimine fiha cisiyya.
  73. Ve iza tutla aleyhim ayatuna beyyinatin kalellezine keferu lillezine amenu eyyul ferikayni hayrun makamen ve ahsenu nediyya.
  74. Ve kem ehlekna kablehum min karnin hum ahsenu esasen ve ri’ya.
  75. Kul men kane fid dalaleti fel yemdud lehur rahmanu medda, hatta iza raev ma yuadune immel azabe ve immes saah, fe se ya’lemune men huve şerrun mekanen ve ad’afu cunda.
  76. Ve yezidullahullezinehtedev huda, vel bakıyatus salihatu hayrun inde rabbike sevaben ve hayrun meredda.
  77. E fe raeytellezi kefere bi ayatina ve kale le uteyenne malen ve veleda.
  78. Ettalaal gaybe emittehaze inder rahmani ahda.
  79. Kella, se nektubu ma yekulu ve nemuddu lehu minel azabi medda.
  80. Ve nerisuhu ma yekulu ve ye’tina ferda.Ve onun söylediği şeylere, Biz varis olacağız. Ve o, Bize fert olarak gelecek.
  81. Vettehazu min dunillahi aliheten li yekunu lehum ızza.
  82. Kella, se yekfurune bi ibadetihim ve yekunune aleyhim dıdda.
  83. E lem tere enna erselneş şeyatine alel kafirine teuzzuhum ezza.
  84. Fe la ta’cel aleyhim, innema neuddu lehum adda.
  85. Yevme nahşurul muttekine iler rahmani vefda.
  86. Ve nesukul mucrimine ila cehenneme virda.
  87. La yemlikuneş şefaate illa menittehaze inder rahmani ahda.
  88. Ve kaluttehazer rahmanu veleda.
  89. Lekad ci’tum şey’en idda.
  90. Tekadus semavatu yetefattarne minhu ve tenşakkul ardu ve tehırrul cibalu hedda.
  91. En deav lir rahmani veleda.
  92. Ve ma yenbagi lir rahmani en yettehıze veleda.
  93. İn kullu men fis semavati vel ardı illa atir rahmani abda.
  94. Lekad ahsahum ve addehum adda.
  95. Ve kulluhum atihi yevmel kıyameti ferda.
  96. İnnellezine amenu ve amilus salihati se yec’alu lehumur rahmanu vudda.
  97. Fe innema yessernahu bi lisanike li tubeşşire bihil muttekine ve tunzire bihi kavmen ludda.
  98. Ve kem ehlekna kablehum min karn, hel tuhıssu minhum min ehadin ev tesmeu lehum rikza.

Meryem Suresi Türkçe Dinle

Meryem Suresi Türkçe Anlamı

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.

  1. Kaf, Ha, Ya, Ayn, Sad.
  2. Bu, Rabbinin Zekeriyya kuluna olan rahmetini, bir anıştır.
  3. Bir zaman, Rabbine gizli bir sesle yalvarmıştı.
  4. Demişti ki: “Ey Rabbim, gerçek şu ki, benim kemik(im) gevşedi, baş(ım) bembeyaz alev aldı (Saçlarım ağardı) ve sana (ettiğim) dua ile ise hiçbir zaman mutsuz olmadım ey Rabbim!
  5. Ben bu halimle, arkamdan yerime geçecek olan akrabalardan endişeliyim. Karımda kısır bulunuyor, onun için bana bir dost ver!
  6. ki, hem benim mirasçım, hem de Ya’kub ailesinin mirasçısı olsun. Hem de hoşnutluğuna onu kavuştur Rabbim!
  7. Allah: “Ey Zekeriyya, haberin olsun, Biz sana Yahya adında ve bundan önce kendisine hiçbir adaş yapmadığımız bir oğul müjdeliyoruz” dedi.
  8. Zekeriyya: “Ey Rabbim, benim nasıl bir oğlum olabilir, karım kısır ben de yaşlılığın kağşamak derecesine (son haddine) varmışken!” dedi.
  9. Buyurdu ki: “Öyle! Fakat Rabbin, “o Bana kolaydır, bundan önce de seni, sen hiçbir şey değilken yarattım.” dedi.”
  10. Zekeriyya: “Ey Rabbim, bana bir alamet ver!” dedi. Allah: “Alametin, sapasağlam olduğun halde üç gece insanlara söz söyleyememendir.” buyurdu.
  11. Derken, mihrabdan kavminin karşısına çıkıp onlara: “Sabah ve akşam tesbih edin!” diye işaret verdi.
  12. “Ey Yahya, kitabı kuvvetle tut!” (dedik) ve daha çocukken ona hikmet verdik.
  13. Hem de katımızdan yumuşak bir kalplilik ve bir temizlik verdik ona. O, çok takva sahibi biri idi.
  14. Anne babasına iyi davranan biriydi, zorba ve isyankar değildi.
  15. Selam ona; hem doğduğu gün, hem öleceği gün, hem de diri olarak kaldırılacağı gün!
  16. Kitap’da Meryem’i de an. Hani o, ailesinden ayrılıp doğu tarafında bir yere çekilmişti.
  17. Onlarla arasına bir perde çekti. Derken kendisine ruhumuzu (Cebrail’i) gönderdik de o, düzgün bir insan şeklinde ona göründü.
  18. Meryem ona: “Ben bağışlayan Allah’a sığınırım senden, eğer Allah’tan korkan biri isen!” dedi.
  19. Ruh (Cebrail): “Haberin olsun, ben sana tertemiz bir oğlan vermek için Rabbinin elçisiyim sadece!” dedi.
  20. Meryem: “Benim nasıl bir oğlum olabilir? Bana hiçbir insan dokunmadı; ben bir kahpe de değilim!” dedi.
  21. Cebrail: “Öyle! Fakat Rabbin buyurdu ki, o Bana göre kolaydır. Ayrıca onu insanlara gücümüzün bir delili ve tarafımızdan bir rahmet kılacağımız için böyle yapacağız. Hem de o, karara bağlanmış bir iştir.” dedi.
  22. Bu şekilde ona hamile oldu ve bu haliyle uzak bir yere çekildi.
  23. Derken sancı onu bir hurma dalına götürdü ve: “Keşke bundan önce ölmüş olsaydım da unutulmuş gitmiş olsaydım.” dedi.
  24. Derken aşağı tarafından ona şöyle seslendi: “Sakın üzülme, Rabbin senin altında bir su arkı yarattı.
  25. Hurmanın dalını kendine doğru silkele, üzerine derilmiş taze hurmalar dökülsün.
  26. Artık ye, iç, gözün aydın olsun. Eğer insanlardan birini görürsen de ki: “Ben esirgeyen Allah’a oruç adadım, onun için bugün hiçbir kimse ile konuşmayacağım.”
  27. Derken onu taşıyarak kavmine getirdi, Onlar: “Hey Meryem, sen Allah biliyor ya yumurcak birşey getirdin!
  28. Ey Harun’nun kız kardeşi, baban bir kötülük adamı değildi, annen de kahpe değildi”
  29. Bunun üzerine Meryem çocuğu gösterdi: “Beşikteki bir çocukla nasıl konuşuruz?” dediler.
  30. O: “Haberiniz olsun ben Allah’ın kuluyum. O, bana bir kitap verdi ve beni bir peygamber yaptı.
  31. Beni her nerede olursam mübarek kıldı ve hayatta kaldığım müddetçe bana namazı ve zekatı tavsiye buyurdu.
  32. Beni anneme saygılı kıldı, beni eşkiya bir zorba yapmadı.
  33. Selam bana; hem doğduğum gün, hem öleceğim gün, hem de diri olarak kaldırılacağım güne!”
  34. İşte hakkında tartışıp durdukları Meryem oğlu İsa. Hak sözü olarak budur!
  35. Allah’ın oğul edinmesi asla olur şey değildir; O, bu gibi şeylerden uzaktır. O, bir işin olmasını dileyince ona sadece “Ol!” der, oluverir.
  36. Ayrıca o (İsa) dedi ki: “Haberiniz olsun, Allah benim de Rabbim sizin de Rabbinizdir; onun için hep O’na ibadet ediniz! İşte yegane doğru yol budur!
  37. Sonra gruplar kendi aralarında görüş ayrılığına düştüler. Artık büyük bir günün görülecek dehşetinden vay kafirlerin haline!
  38. Onlar Bize gelecekleri gün neler işitecekler, neler görecekler! Fakat o zalimler bugün apaçık bir sapıklık içindedirler.
  39. Onlar gaflet içinde iken, onlar iman etmezlerken, o hasret gününün, o işlerin bitirildiği saatin dehşetini kendilerine haber ver!
  40. Kesinlikle yeryüzüne ve bütün üzerindekilere Biz varis olacağız Biz! Ve onlar, hep Bize döndürüleceklerdir.
  41. Kitapta İbrahim’i de an, çünkü o, dosdoğru biri, bir peygamberdi.
  42. Bir zaman babasına şöyle demişti: “Babacığım, o işitmeyen, görmeyen ve sana hiç faydası olmayan şeytana niçin tapıyorsun?
  43. Babacığım, emin ol sana gelmeyen bir ilim bana geldi. Gel bana uy da seni düz yola çıkarayım.
  44. Babacığım, şeytana tapma; çünkü şeytan esirgeyen Allah’a isyan etti.
  45. Babacığım doğrusu ben, sana o Rahman’dan bir azabın dokunup da şeytana dost olmandan korkuyorum.”
  46. Babası: “Sen benim ilahlarımdan geçmek mi istiyorsun ey İbrahim? Yemin ederim ki, eğer vazgeçmezsen, seni muhakkak taşlarım; beni sen uzun bir süre bırak git!” dedi.
  47. İbrahim: “Selam sana, senin için Rabbimden af dileyeceğim; çünkü O, bana karşı çok lütufkardır.
  48. Sizi Allah’tan başka taptıklarınızla başbaşa bırakıp çekilirim ve Rabbime dua ederim; umarım, Rabbime yaptığım dua sayesinde mutsuz olmam.” dedi.
  49. İbrahim, onları ve Allah’tan başka taptıklarını bırakıp çekildiğinde, Biz de ona İshak’ı ve Ya’kub’u ihsan ettik ve her birini bir peygamber yaptık.
  50. Biz, bunlara rahmetimizden lütuflar, ihsanlar ettik ve hepsine dillerde yüksek bir doğruluk şanı verdik.
  51. Kitapta Musa’yı da an, çünkü O, ihlaslı idi ve bir elçi, bir peygamber idi.
  52. Biz hem ona Tur’un sağ tarafından seslendik hem de onu yakarış makamında yakınlık mertebesine erdirdik.
  53. Ve rahmetimizden kardeşi Harun’u da bir peygamber olarak ona lutfettik.
  54. Kitapta İsmail’i de an; çünkü o cidden va’dinde sadık bir kimse idi, bir Resul, bir peygamber idi.
  55. Ailesine namaz ve zekat emrederdi ve Rabbi katında hoşnutluğa ermişti.
  56. Kitapta İdris’i de an; çünkü o, dosdoğru biri, bir peygamber idi.
  57. Ve Biz onu yüce bir yere yükselttik.
  58. İşte bunlar, Allah’ın kendilerine nimetler verdiği peygamberlerden Adem soyundan, Nuh ile birlikte taşıdıklarımızdan İbrahim ile İsrail’in soyundan hidayete erdirdiğimiz ve seçtiğimiz kimselerdendirler. Kendilerine Rahmanın ayetleri okunduğu zaman, ağlayarak secdeye kapanırlardı.
  59. Sonra bunların arkasından bozuk bir güruh geldi, namazı ziyan ettiler ve şehvetlerinin ardına düştüler; bunlar da Gayya kuyusunu boylayacaklardır.
  60. Ancak tevbe edip imana gelenler ve yararlı iş yapanlar başka; çünkü onlar hiçbir haksızlığa uğratılmayarak cennete gireceklerdir.
  61. Rahman’ın kullarına gıyaben söz verdiği Adn cennetlerine, şüphe yok ki, O’nun verdiği söz, daima yerine getirilmiştir.
  62. Orada hiç boş söz işitmezler; ancak bir “Selam” işitirler. Orada sabah akşam rızıkları da vardır.
  63. İşte kullarımızdan korunup takva sahibi olanları mirasçı yapacağımız cennet odur!
  64. Bir de biz (Rabbinin elçileri) Rabbinin emri olmadıkça inemeyiz. Önümüzdeki, ardımızdaki ve bunlar arasındakiler hep O’nundur; Rabbin seni unutmuş da değildir.
  65. O, bütün göklerin, yerin ve aralarındakilerin Rabbidir; o halde O’na ibadet et ve ibadetine sebatla sabret. Hiç sen O’na bir adaş bilir misin?
  66. Böyle iken insan diyor ki: “Öldüğüm zaman, ileride mutlaka bir hayat sahibi kimse olarak çıkarılacak mıyım?”
  67. Yoksa o insan hiçbirşey değilken, Bizim, kendisini yaratmış olduğumuzu düşünmez mi?
  68. Evet Rabbine yemin ederim ki, Biz onları ve o şeytanları mutlaka ve mutlaka mahşerde toplayacağız, sonra da onları kesinlikle cehennemin etrafında diz üstü hazır bulunduracağız.
  69. Sonra her topluluktan Rahman’a karşı en çok isyan edenleri hangileri ise muhakkak ve muhakkak çekip alacağız.
  70. Sonra Biz, elbette o cehenneme yaslanmaya en layık olanların kimler olduğunu daha iyi biliriz.
  71. İçinizden oraya varmayacak hiçbir kimse yoktur ve bu, Rabbinin üstlenmiş olduğu kesinleşmiş bir hükümdür.
  72. Sonra takva sahiplerini kurtarırız ve zalimleri diz üstü bırakırız.
  73. Ayetlerimiz kendilerine açık açık tecvidli okunduğu zaman da o küfredenler iman edenlere: “Bu iki topluluktan hangisi makamca daha iyi ve meclis olarak daha güzel?” dediler.
  74. Oysa Biz, kendilerinden önce mal ve görünüm bakımından daha güzel nice kuşakları helak etmişiz.
  75. De ki: “Kim sapıklık içinde ise, çok esirgeyici Allah, ona istediği kadar mühlet versin; nihayet va’dolundukları şeyi, ya azabı yada kıyameti gördükleri zaman kimin mevkisinin daha kötü ve iradesinin daha zayıf olduğunu bilecekler.
  76. Hidayeti kabul edenlere ise, Allah daha çok hidayet verir. Kalıcı olan iyi ve yararlı işler Rabbinin katında hem sevap bakımından hem de sonuç bakımından daha hayırlıdır.
  77. Şimdi şu küfredip de: “Bana muhakkak mal ve evlat verilecektir.” diyen herifi gördün mü?
  78. O, gayba vakıf mı olmuş yoksa esirgemesi çok olan Allah’ın katında bir söz mü almış?
  79. Hayır! Biz onun dediğini yazacağız ve azabını uzattıkça uzatacağız!
  80. Ve o söylediği şeyleri hep elinden alacağız da o, Bize tek başına gelecektir.
  81. Tuttular, kendilerine şeref ve kuvvet sağlasınlar diye, Allah’tan başka ilahlar edindiler.
  82. Hayır! Yarın ibadetlerini inkar edecekler ve aleyhlerine dönüp düşman kesileceklerdir.
  83. Görmedin mi, Biz şeytanları o kafirlerin üzerine salmışız; onları kaynatıp oynatıp kıvrandırıyorlar.
  84. Aleyhlerinde acele etme! Biz, onlar için yalnızca bir sayı sayıyoruz.
  85. Takva sahiplerini bir heyet halinde Rahman’ın huzurunda toplayacağımız gün,
  86. suçluları da susuz olarak cehenneme sevk edeceğiz.
  87. Rahman’ın katında bir söz almış olan kimseden başkaları şefaat etme hakkına sahip olamayacaklardır.
  88. Rahman çocuk edindi. dediler.
  89. Andolsun ki, pek ağır, pek çirkin bir iddiaya cüret ettiniz.
  90. Az daha o yüzden gökler çatlayacak ve dağlar yıkılıp yerlere geçecek.
  91. O Rahman’a çocuk iddiasında bulundular diye.
  92. Halbuki, çocuk edinmek Rahman’a yaraşmaz.
  93. Göklerde ve yerde Rahman’a kul olarak gelmeyecek hiçbir kimse yoktur.
  94. Andolsun ki, hepsini kuşatmış ve hepsini bir bir saymıştır.
  95. Hepsi kıyamet günü O’na tek olarak gelecektir.
  96. İman edip yararlı işler yapanlar ise, muhakkak Rahman, onlar için bir sevgi verecek, gönüllere sevdirecektir.
  97. Biz, o Kur’an’ı sadece onunla takva sahiplerini müjdelemen ve inat edenleri de korkutman için senin dilinle kolaylaştırdık.
  98. Bir de onlardan önce nice kuşakları helak ettik. Hiç onlardan birini hissediyor musun veya onların gizli bir seslerini işitiyor musun?

Yorum gönder