Abese Suresi – Arapça ve Türkçe Okunuşu
Abese Suresi Arapça okunuşu


Abese Suresi Arapça Dinle
Abese Suresi Türkçe Okunuşu
Bismillâhirrahmânirrahîm.
- Abese ve tevella.
- En caihul’a’ma.
- Ve ma yudriyke le’allehu yezzekka.
- Ev yezzekkeru fetenfe’ahuzzikra.
- Emma menistağna.
- Feente lehu tesadda.
- Ve ma ‘aleyke ella yezzekka.
- Ve emma men caeke yes’a.
- Ve huve yahşa.
- Feente ‘anhu telehha.
- Kella inneha tezkiretun.
- Femen şae zekerehu.
- Fiy suhufin mukerremetin.
- Merfu’atin mutahheretin.
- Bieydin seferetin.
- Kiramin bereretin.
- Kutilel’insanu ma ekferehu.
- Min eyyi şey’in halekahu.
- Min nutfetin halekahu fekadderehu.
- Summessebiyle yesserehu.
- Summe ematehu feakberehu.
- Summe iza şea enşerehu.
- Kella lemma yakdı ma emerehu.
- Felyenzuril’insanu ila ta’amihi.
- Enna sabebnelmae sabben.
- Summe şakaknel’arda şakkan.
- Feenbetna fiyha habben.
- Ve ‘ineben ve kadben.
- Ve zeytunen ve nahlen.
- Ve hadaika ğulben.
- Ve fakiheten ve ebben.
- Meta’an lekum ve lien’amikum.
- Feiza caetissahhatu.
- Yevme yefirrulmer’u min ehıyhi.
- Ve ummihi ve ebiyhi.
- Ve sahıbetihi ve beniyhi.
- Likullimriin minhum yevmeizin şe’nun yuğniyhi.
- Vucuhun yevmeizin musfiretun.
- Dahıketun mustebşiretun.
- Ve vucuhun yevmeizin ‘aleyha ğaberetun.
- Terhekuha kateretun.
- Ulaike humulkeferetulfeceretu.
Abese Suresi Türkçe Dinle
Abese Suresi’nin Anlamı
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.
- Yüzünü ekşitti ve sırtını döndü,
- Yanına o âmâ geldi diye.
- Nereden biliyorsun, belki o senden öğrenecekleriyle temizlenip arınacaktı?
- Yahut düşünüp öğüt alacaktı da, bu öğüt ona fayda verecekti?
- Fakat kendisini ihtiyaçsız görüp seni dinlemeye tenezzül etmeyene gelince,
- Belki müslüman olur diye sen ona yöneliyorsun.
- Halbuki onun İslâm’a girip arınmamasından dolayı sana bir sorumluluk yoktur.
- Öte yandan, sana büyük bir istekle koşarak gelen,
- Üstelik Allah’a karşı saygı ve korkuyla dopdolu olarak gelmişken,
- Sen ona gereken alakayı göstermiyorsun!
- Bir daha böyle yapma! Çünkü bu Kur’an âyetleri bir hatırlatma ve bir öğüttür.
- Dileyen ondan öğüt ve ders alır.
- Kur’an çok şerefli sahîfelerde kayıtlıdır;
- Allah katındaki değeri yüce ve tertemiz sahifelerde.
- Kâtiplerin elleriyle yazılmıştır, taşınmıştır;
- Allah’a karşı saygıyla dolu, itaatkâr, çok değerli, iyilik timsâli katiplerin!
- Kahrolası insan; ne kadar da nankördür o!
- Bir düşünse, Allah onu hangi şeyden yarattı?
- Bir damlacık sudan! Yarattı da onu en güzel biçimine koydu.
- Sonra ona anasından doğma, dünyada yaşama, hayır ve şerden birini seçme yolunu kolaylaştırdı.
- Sonunda onu öldürüp kabre koyacak.
- Sonra dilediği zaman onu tekrar diriltecek.
- Ne var ki o inkârcı insan, Allah’ın kendisine emrettiklerini tam olarak yerine getirmez!
- İnsan, yediği yiyecekleri Allah’ın nasıl yaratmakta olduğunu bir düşünsün!
- Biz yağmuru şarıl şarıl akıtıyoruz.
- Sonra toprağı uygun şekilde yarıyoruz.
- Böylece orada yetiştiriyoruz ekinler, dâneler,
- Üzüm bağları, sebzeler ve yoncalar,
- Zeytinlikler ve hurmalıklar,
- İri iri, sık ağaçlı bahçeler,
- Çeşit çeşit meyveler ve çayırlar.
- Bütün bunları sizin ve hayvanlarınızın yararlanması için yapıyoruz.
- Çarpınca kulakları sağır eden o şiddetli çığlık geldiği zaman!
- O gün insan kaçar kardeşinden,
- Annesinden, babasından,
- Karısından ve oğullarından!
- O gün onlardan her birinin başından aşkın bir işi, kendine yetecek bir derdi ve belâsı vardır.
- Yüzler vardır o gün pırıl pırıldır.
- Güleçtir, sevinçlidir.
- Kimi yüzler de o gün toza toprağa bulanmıştır.
- Onları karanlık bürümüştür.
- Onlar Allah’ın sınırlarını aşıp günaha dadanmış kâfirlerdir.
Yorum gönder