Hac Suresi – Arapça ve Türkçe Okunuşu
Hac Suresi Arapça Okunuşu
Hac Suresi Arapça Dinle
Hac Suresi Türkçe Okunuşu
Bismillahirrahmanirrahim.
- Ya eyyuhen nasutteku rabbekum, inne zelzeletes saati şey’un azim.
- Yevme teravneha tezhelu kullu murdıatin amma erdaat ve tedau kullu zati hamlin hamleha ve teren nase sukara ve ma hum bi sukara ve lakinne azaballahi şedid.
- Ve minen nasi men yucadilu fillahi bi gayri ilmin ve yettebiu kulle şeytanin merid.
- Kutibe aleyhi ennehu men tevellahu fe ennehu yudılluhu ve yehdihi ila azabis sair.
- Ya eyyuhen nasu in kuntum fi raybin minel ba’si fe inna halaknakum min turabin summe min nutfetin summe min alakatin summe min mudgatin muhallekatin ve gayri muhallekatin li nubeyyine lekum, ve nukırru fil erhami ma neşau ila ecelin musemmen summe nuhricukum tıflen summe li teblugu eşuddekum ve minkum men yuteveffa ve minkum men yuraddu ila erzelil umuri li keyla ya’leme min ba’di ilmin şey’a, ve terel arda hamideten fe iza enzelna aleyhel maehtezzet ve rabet ve enbetet min kulli zevcin behic.
- Zalike bi ennallahe huvel hakku ve ennehu yuhyil mevta ve ennehu ala kulli şey’in kadir.
- Ve ennes saate atiyetun la raybe fiha ve ennallahe yeb’asu men fil kubur.
- Ve minen nasi men yucadilu fillahi bi gayri ilmin ve la huden ve la kitabin munir.
- Saniye ıtfihi li yudılle an sebilillah, lehu fid dunya hızyun ve nuzikuhu yevmel kıyameti azabel harik.
- Zalike bima kaddemet yedake ve ennallahe leyse bi zallamin lil abid.
- Ve minen nasi men ya’budullahe ala harf, fe in asabehu hayrunıtmeenne bih, ve in asabethu fitnetuninkalebe ala vechihi, hasired dunya vel ahıreh, zalike huvel husranul mubin.
- Yed’u min dunillahi ma la yedurruhu ve ma la yenfeuh, zalike huved dalalul baid.
- Yed’u le men darruhu akrabu min nef’ıh, le bi’sel mevla ve le bi’sel aşir.
- İnnallahe yudhılullezine amenu ve amilus salihati cennatin tecri min tahtihel enhar, innallahe yef’alu ma yurid.
- Men kane yezunnu en len yensurehullahu fid dunya vel ahıreti felyemdud bi sebebin iles semai summel yakta’ felyenzur hel yuzhibennekeyduhu ma yagiz.
- Ve kezalike enzelnahu ayatin beyyinatin ve ennallahe yehdi men yurid.
- İnnellezine amenu vellezine hadu ves sabiine ven nasara vel mecuse vellezine eşreku innallahe yafsılu beynehum yevmel kıyameh, innallahe ala kulli şey’in şehid.
- E lem tera ennallahe yescudu lehu men fis semavati ve men fil ardı veş şemsu vel kameru ven nucumu vel cibalu veş şeceru ved devabbu ve kesirun minen nas, ve kesirun hakka aleyhil azab, ve men yuhinillahu fe ma lehu min mukrim, innallahe yef’alu ma yeşa’.
- Hazani hasmanihtesamu fi rabbihim fellezine keferu kuttıat lehum siyabun min nar, yusabbu min fevkı ruusihumul hamim.
- Yusheru bihi ma fi butunihim vel culud.
- Ve lehum makamıu min hadid.
- Kullema eradu en yahrucu minha min gammin uidu fiha ve zuku azabel harik.
- İnnallahe yudhılullezine amenu ve amilus salihati cennatin tecri min tahtihel enharu yuhallevne fiha min esavira min zehebin ve lu’lua, ve libasuhum fiha harir.
- Ve hudu ilet tayyibi minel kavli ve hudu ila sıratıl hamid.
- İnnellezine keferu ve yasuddune an sebilillahi vel mescidil haramillezi cealnahu lin nasi sevaenil akıfu fihi vel bad, ve men yurid fihi bi ilhadin bi zulmin nuzıkhu min azabin elim.
- Ve iz bevve’na li ibrahime mekanel beyti en la tuşrik bi şey’en ve tahhir beytiye lit taifine vel kaimine ver rukkais sucud.
- Ve ezzin fin nasi bil hacci ye’tuke ricalen ve ala kulli damirin ye’tine min kulli feccin amik.
- Li yeşhedu menafia lehum ve yezkurusmallahi fi eyyamin ma’lumatin ala ma rezakahum min behimetil en’am, fe kulu minha ve at’ımul baisel fakir.
- Summel yakdu tefesehum vel yufu nuzurahum vel yettavvefu bil beytil atik.
- Zalike ve men yuazzım hurumatillahi fe huve hayrun lehu inde rabbih, ve uhıllet lekumul en’amu illa ma yutla aleykum fectenibur ricse minel evsani vectenibu kavlez zur.
- Hunefae lillahi gayre muşrikine bih, ve men yuşrik billahi fe ke ennema harre mines semai fe tahtafuhut tayru ev tehvi bihir rihu fi mekanin sahik.
- Zalike ve men yuazzım şeairallahi fe inneha min takval kulub.
- Lekum fiha menafiu ila ecelin musemmen summe mahılluha ilel beytil atik.
- Ve li kulli ummetin cealna menseken li yezkurusmallahi ala ma razakahum min behimetil en’am, fe ilahukum ilahun vahıdun fe lehu eslimu ve beşşiril muhbitin.
- Ellezine iza zukirallahu vecilet kulubuhum vas sabirine ala ma esabehum vel mukimis salati ve mimma razaknahum yunfikun.
- Vel budne cealnaha lekum min şeairillahi lekum fiha hayr, fezkurusmallahi aleyha savaff, fe iza vecebet cunubuha fe kulu minha ve at’ımul kania vel mu’terr, kezalike sahharnaha lekum leallekum teşkurun.
- Len yenalellahe luhumuha ve la dimauha ve lakin yenaluhut takva minkum, kezalike sahharaha lekum li tukebbirullahe ala ma hedakum, ve beşşiril muhsinin.
- İnnallahe yudafiu anillezine amenu, innallahe la yuhıbbu kulle havvanin kefur.
- Uzine lillezine yukatelune bi ennehum zulim, ve innallahe ala nasrihim le kadir.
- Ellezine uhricu min diyarihim bi gayri hakkın illa en yekulu rabbunallah, ve lev la def’ullahin nase ba’dahum bi ba’dın lehuddimet savamıu ve biyaun ve salavatun ve mesacidu yuzkeru fihesmullahi kesira, ve le yansurennallahu men yansuruh, innallahe le kaviyyun aziz.
- Ellezine in mekkennahum fil ardı ekamus salate ve atevuz zekate ve emeru bil ma’rufi ve nehev anil munker, ve lillahi akıbetul umur.
- Ve in yukezzibuke fe kad kezzebet kablehum kavmu nuhın ve adun ve semud.
- Ve kavmu ibrahime ve kavmu lut.
- Ve ashabu medyen, ve kuzzibe musa fe emleytu lil kafirine summe ehaztuhum, fe keyfe kane nekir.
- Fe ke eyyin min karyetin ehleknaha ve hiye zalimetun fe hiye haviyetun ala uruşiha ve bi’rin muattalatin ve kasrın meşid.
- E fe lem yesiru fil ardı fe tekune lehum kulubun ya’kılune biha ev azanunyesmeune biha, fe inneha la ta’mal ebsaru ve lakin ta’mal kulubulleti fis sudur.
- Ve yesta’ciluneke bil azabi ve len yuhlifallahu va’deh, ve inne yevmen inde rabbike ke elfi senetin mimma teuddun.
- Ve ke eyyin min karyetin emleytu leha ve hiye zalimetun summe ehaztuha, ve ileyyel masir.
- Kul ya eyyuhen nasu innema ene lekum nezirun mubin.
- Fellezine amenu ve amilus salihati lehum magfiretun ve rızkun kerim.
- Vellezine seav fi ayatina muacizine ulaike ashabul cehim.
- Ve ma erselna min kablike min resulin ve la nebiyyin illa iza temenna elkaş şeytanu fi umniyyetih, fe yensehullahu ma yulkış şeytanu summe yuhkimullahu ayatih, vallahu alimun hakim.
- Li yec’ale ma yulkış şeytanu fitneten lillezine fi kulubihim maradun vel kasiyeti kulubuhum, ve innez zalimine le fi şikakın baid.
- Ve li ya’lemellezine utul ılme ennehul hakku min rabbike fe yu’minu bihi fe tuhbite lehu kulubuhum, ve innallahe le hadillezine amenu ila sıratın mustakim.
- Ve la yezalullezine keferu fi miryetin minhu hatta te’tiyehumus saatu bagteten ev ye’tiyehum azabu yevmin akim.
- El mulku yevme izin lillah, yahkumu beynehum, fellezine amenu ve amilus salihati fi cennatin naim.
- Vellezine keferu ve kezzebu bi ayatina fe ulaike lehum azabun muhin.
- Vellezine haceru fi sebilillahi summe kutilu ev matu le yerzukannehumullahu rızkan hasena, ve innallahe le huve hayrur razikin.
- Le yudhılennehum mudhalen yerdavneh, ve innallahe le alimun halim.
- Zalik, ve men akabe bi misli ma ukıbe bihi summe bugıye aleyhi le yansurennehullah, innallahe le afuvvun gafur.
- Zalike bi ennallahe yulicul leyle fin nehari ve yulicun nehare fil leyli ve ennallahe semiun basir.
- Zalike bi ennallahe huvel hakku ve enne ma yed’une min dunihi huvel batılu ve ennallahe huvel aliyyul kebir.
- E lem tere ennallahe enzele mines semai maen fe tusbihul ardu muhdarreh, innallahe latifun habir.
- Lehu ma fis semavati ve ma fil ard, ve innallahe le huvel ganiyyul hamid.
- E lem tere ennallahe sahhara lekum ma fil ardı vel fulke tecri fil bahri bi emrih, ve yumsikus semae en tekaa alel ardı illa bi iznih, innallahe bin nasi le raufun rahim.
- Ve huvellezi ahyakum summe yumitukum summe yuhyikum, innel insane le kefur.
- Li kulli ummetin cealna menseken hum nasikuhu fe la yunaziunneke fil emri ved’u ila rabbik, inneke le ala huden mustekim.
- Ve in cadeluke fe kulillahu a’lemu bima ta’melun.
- Allahu yahkumu beynekum yevmel kıyameti fima kuntum fihi tahtelifun.
- E lem ta’lem ennallahe ya’lemu ma fis semai vel ard, inne zalike fi kitab, inne zalike alallahi yesir.
- Ve ya’budune min dunillahi ma lem yunezzil bihi sultanen ve ma leyse lehum bihi ılm, ve ma liz zalimine min nasir.
- Ve iza tutla aleyhim ayatuna beyyinatin ta’rifu fi vucuhillezine keferul munker, yekadune yestune billezine yetlune aleyhim ayatina, kul e fe unebbiukum bi şerrin min zalikum, en nar, vaadehallahullezine keferu, ve bi’sel masir.
- Ya eyyuhen nasu duribe meselun festemiu leh, innellezine ted’une min dunillahi len yahluku zubaben ve levictemeu leh, ve in yeslubhumuz zubabu şey’en la yestenkızuhu minh, daufat talibu vel matlub.
- Ma kaderullahe hakka kadrih, innallahe le kaviyyun aziz.
- Allahu yastafi minel melaiketi rusulen ve minen nas, innallahe semiun basir.
- Ya’lemu ma beyne eydihim ve ma halfehum, ve ilallahi turceul umur.
- Ya eyyuhellezine amenurkeu vescudu va’budu rabbekum vef’alul hayre leallekum tuflihun.
- Ve cahidu fillahi hakka cihadih, huvectebakum ve ma ceale aleykum fid dini min harac, millete ebikum ibrahim, huve semmakumul muslimine min kablu ve fi haza li yekuner resulu şehiden aleykum ve tekunu şuhedae alen nas, fe ekimus salate ve atuz zekate va’tesımu billah, huve mevlakum, fe ni’mel mevla ve ni’men nasir.
Hac Suresi Türkçe Dinle
Hac Suresi Türkçe Anlamı
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.
- Ey insanlar, Rabbinize korunun (sığının); çünkü kıyamet gününün sarsıntısı çok büyük bir şeydir.
- Onu göreceğiniz gün, her emzikli (kadın) emzirdiğinden geçer ve her hamile kadın çocuğunu düşürür. İnsanları hep sarhoş görürsün, halbuki sarhoş değillerdir. Fakat Allah’ın azabı şiddetlidir.
- İnsanlardan kimileri de Allah hakkında bilgisizce tartışır da her kaypak şeytanın ardına düşer
- ki, onun üzerine şöyle yazılmıştır: Kim buna dost olursa, muhakkak onu saptırır ve doğruca cehennem azabına götürür.
- Ey insanlar, eğer öldükten sonra dirilmekten şüphede iseniz, şu muhakkak ki, Biz sizi topraktan, sonra nutfe (sperma) den, sonra alaka (yapışkan bir madde)dan, sonra da uzuvları görünen ya da görünmeyen bir et parçasından yaratmaktayız ki, size (ne olduğunuzu) anlatalım. Dilediğimizi de belli bir süreye kadar rahimlerde durdururuz. Sonra sizi bir bebek olarak çıkarırız, sonra da olgunluk çağına gelmeniz için geliştiririz. Bununla beraber, içinizden kiminizin canı alınıyor, kiminiz de biraz bilgiden sonra birşey bilmemek üzere, ömrünün en kötü devresine getiriliyor. Yeryüzünü de sönmüş kül halinde görürsün; ama üzerine su indirdiğimiz zaman harekete geçer, kabarır ve her dilber çiftten bitkiler bitirir.
- İşte bunlar, Allah’ın şüphesiz hak, muhakkak ölüleri diriltiyor ve gerçekten herşeye gücü yetiyor olmasındandır.
- Ve gerçek şu ki o kıyamet gelecektir, onda hiç şüphe yoktur. Ve gerçekten Allah kabirlerde olan kimseleri diriltip kaldıracaktır.
- İnsanlardan kimi de vardır ki, ne bir bilgiye, ne bir yol göstericiye, ne de aydınlatıcı bir Kitab’a dayanmaksızın Allah hakkında tartışır.
- Yanını bükerek (büyüklük taslayarak) Allah yolundan saptırmak için ki, dünyada ona bir rüsvaylık vardır; kıyamet günü de kendisine o yangın azabını tattıracağız.
- Bu ellerinle yaptığın işlerden dolayıdır diye, yoksa Allah kullarına zulmeden değildir.
- İnsanlardan kimi de Allah’a kıyıdan kıyıya ibadet eder, eğer kendisine bir iyilik dokunursa ona yatışır ve eğer bir bela gelirse yüzüstü dönüverir; dünyayı da ahireti de kaybetmiş olur, işte açık hüsran budur.
- Allah’ı bırakır da kendine ne zarar, ne menfaat vermeyecek şeytana yalvarır; işte en uzak sapıklık budur.
- Herhalde o, zararı yararından daha yakın olana yalvarıyor; o ne kötü koruyucu, o ne kötü yardak (yoldaş)!
- Şüphe yok ki Allah, iman edip iyi işler yapanları altından ırmaklar akan cennetlere koyacak; şüphesiz Allah dilediğini yapar.
- Her kim, Allah’ın ona dünyada ve ahirette asla yardım etmiyeceğini sanıyorsa, hemen yukarıya bir ip uzatsın, sonra (kendini boğup) nefesini kessin de bir baksın, (baş vurduğu) hilesi öfkesini giderecek mi?
- Ve işte Biz onu (Kur’an’ı) böyle apaçık ayetler olarak indirdik. Çünkü Allah istediğine hidayet eder.
- İman edenler, yahudi olanlar, sabiiler (yıldıza tapanlar), hıristiyanlar, mecusiler (ateşe tapanlar) ve müşriklere gelince, muhakkak Allah kıyamet günü bunların arasını şüphesiz ayıracaktır; çünkü Allah herşeye şahittir.
- Görmedin mi göklerdeki kimseler, yerdeki kimseler güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, bütün hayvanlar ve insanlardan birçoğu hep Allah’a secde ediyorlar. Bir çoğunun üzerine de azap hak olmuştur. Allah her kimi de hakir ve zelil ederse artık ona ikram edecek yoktur. Şüphesiz Allah, dilediğini yapar.
- Şu ikisi Rableri hakkında tartışmaya girmiş iki hasımdır. Bu yüzden küfredenler için ateşten çamaşırlar biçilmiştir. Başlarının üstünden kaynar su dökülür.
- Bununla karınlarındaki ve derileri eritilir.
- Bir de bunlara demirden kamçılar vardır.
- Izdıraptan dolayı her ne zaman ateşten, onun gamından çıkmak isterlerse, yine içine geri döndürülürler, Haydi tadın yangın azabını!
- Şüphesiz Allah, iman edip iyi iyi işler yapanları, altından ırmaklar akan cennetlere koyacak, orada altın bilezikler ve incilerle süslenecekler; elbiseleri de orada ipektir.
- Her sözün hoşuna eriştirilmişler, hem de çok hamdedilen Allah’ın yoluna iletilmişlerdir.
- Ancak o inkar edenler Allah’ın yolundan, yerli ve yabancının eşit hakka sahip olduğu bütün insanlar için yapılan Mescid-i Haram’dan alıkoyanlara ve orada zulüm ve dinsizlik ile yalnış bir yola saptırmak isteyene, ona muhakkak gayet acı bir azap tattırırız.
- Bir zamanlar Kabe’nin yerini İbrahim’e şu şekilde hazırlamıştık: “Sakın bana hiçbir şeyi ortak koşma; tavaf edenler, (kıyama) duranlar, rüku ve secdeye varanlar için Evim’i tertemiz et!
- Bütün insanlar içinde haccı ilan et ki, gerek yaya olarak ve gerek uzak yoldan gelen incelmiş develer üzerinde sana gelsinler.
- Kendilerine ait bir takım menfaatlara şahit olsunlar; Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanları kurban ederken Allah’ın adını ansınlar; siz de onlardan yiyin, yoksulu ve fakiri doyurun.
- Sonra kirlerini atsınlar, adaklarını yerine getirsinler ve o Beyt-i Atik’i (Ka’be’yi) tavaf etsinler.
- Emir budur! Kim de Allah’ın hürmet edilmesini istediği şeylere saygı gösterirse bu, kendisi için Rabbi katında şüphesiz hayırlıdır. Size (Kur’an’da) okunup bildirilenlerin dışındaki bütün hayvanların etinden yemek helal kılınmıştır. O halde o putlardan, o pislikten kaçının; ve yalan sözden de kaçının.
- Allah için, O’na ortak koşmaksızın birliğini tanıyan kimseler olun. Her kim Allah’a ortak koşarsa, sanki gökten düşüp de kendisini kuşlar kapışmış veya rüzgar kendisini ücra bir yere sürüklemiş atmış olur.
- Bu böyledir; her kim Allah’ın kurbanlıklarına saygı duyarsa şüphesiz o kalplerin takvasındandır.
- Sizin için o (kurbanlık hayvan)larda belli bir süreye kadar bir takım faydalar vardır; sonra da varacakları yer Beyt-i Atik (Ka’be)’dir.
- Her ümmet için Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanların üzerine (Allah’ın) adını ansınlar diye bir mabed yapmışızdır. Hepinizin tanrısı bir tek tanrıdır; onun için yalnız O’na teslim olan müslümanlar olun. İtaat eden alçak gönüllü kimseleri müjdele!
- Ki Allah anıldığı zaman, kalpleri oynar; kendilerine gelen musibete sabreder; namazı devamlı kılar ve kendilerine verdiğimiz şeylerden başkalarına dağıtırlar.
- O gövdeli hayvanlar var ya, Biz onları da Allah için kesilen kurbanlıklar arasında kıldık. Sizin için onlarda hayır vardır; bu yüzden ön ayaklarının biri bağlı olarak bir dizi halinde dururlarken üzerlerine Allah’ın adını anın (öyle boğazlayın). Yanları yere yaslandığı vakit de onlardan yiyin, kanaat edip istemeyene de, isteyene de yedirin. O böylece onları sizin emrinize verdi ki, şükredesiniz.
- Elbette onların ne etleri, ne de kanları Allah’a ulaşmaz. Ancak O’na sizin takvanız ulaşacaktır. Böylece onları sizin emrinize verdik ki, size yolunu gösterdiğinden dolayı, Allah’ı tekbir ile yüceltesiniz. Görevlerini iyi yapan iyilik sevenleri müjdele!
- Biliniz ki, Allah, iman edenleri koruyacaktır; çünkü Allah, hain ve nankör olanları sevmez.
- Kendilerine savaş açılan kimselere (savaş) izni verildi; çünkü onlar zulme uğradılar. Şüphesiz Allah onları zafere ulaştırmaya gerçekten kadirdir.
- Onlar: “Rabbimiz Allah’tır.” demelerinden başka hiçbir haklı gerekçe olmaksızın yurtlarından çıkarıldılar. Allah, insanların bir kısmını bir kısmı ile defetmeseydi, şüphesiz manastırlar, kiliseler, havralar ve içinde Allah’ın adı çok anılan mescitler yıkılıp giderdi. Elbette Allah kendi (dini)ne yardım edene yardım edecektir. Şüphesiz Allah çok güçlü, çok izzetlidir.
- Onlara ki, kendilerini yeryüzünde iktidar mevkiine getirdiğimiz takdirde, namazı kılarlar, zekatı verirler, iyilikle emir, kötülükten nehyederler. Bütün işlerin sonu sadece Allah’a aittir.
- Eğer seni yalanlıyorlarsa bil ki, onlardan önce Nuh’un kavmi de yalanladı; Ad ve Semud (kavimleri) de;
- İbrahim’in kavmi de Lüt’un kavmi de;
- Medyen halkı da. Musa da yalanlandı. Ben de o kafirlere bir süre verdim, sonradan kendilerini tuttum alıverdim. O vakit cezalandırışım nasıl oldu (bir görseydin).
- Evet nice memleketler vardır ki, Biz onları zulum yaparlarken helak ettik; şimdi damlarının üzerine çökmüş, ıp ıssız yıkıntı halindedir; ve nice kullanılmaz hale gelmiş kuyular ve (bomboş kalmış) muhteşem köşkler vardır.
- Ya o yerde niye bir dolaşmadılar ki, kendileri için akıllanmalarına sebep olacak kalpleri ve işitmelerine sebep olacak kulakları olsun;çünkü gerçek şudur ki, gözler körelmez, ancak sinelerdeki kalpler körelir.
- Bir de senden acele azap istiyorlar. Elbette Allah sözünden caymaz. Bununla beraber Rabbinin katında bir gün, sizin sayacaklarınızdan bin sene gibidir.
- Zulmedip dururlarken kendilerine mühlet verdiğim nice memleket (halkı) vardı ki, Ben onu tutmuş alıvermişimdir. Bütün dönüş (ler) sonunda Banadır.
- De ki: “Ey insanlar, ben size sadece açıkça anlatan bir uyarıcıyım!”
- Şimdi iman edip iyi iyi işler işleyenler için hem bir mağfiret, hem de bol nimet vardır.
- Ayetlerimizin başarısız kalması için koşuşanlar ise, işte onlar cehennemliktirler.
- Biz senden önce bir resul ve bir nebi göndermedik ki, o bir şey yapmak arzu ettiğinde, şeytan onun arzularına şüpheler karıştırmasın. Bunun üzerine Allah şeytanın karıştırdığı şüpheyi derhal giderir. Sonra da Allah, ayetlerini güçlendirir. Allah, bilendir, hikmet sahibidir.
- Bunu, şeytanın karıştıracağı şüpheyi kalplerinde hastalık bulunan ve kalpleri kaskatı olan kimselere bir imtihan vesilesi kılmak için böyle yapar. Çünkü zalimler haktan uzak bir ayrılık içindedirler.
- Bir de kendilerine ilim verilmiş olanlar, Kur’an’ın şüphesiz Rabbından gelen bir gerçek olduğunu bilsinler ve ona iman etsinler de kalpleri O’na saygı duysun. Çünkü Allah iman edenleri doğru bir caddeye çıkarır.
- İnkar edenler de kendilerine kıyamet ansızın gelinceye veya her kurtulma gayretinin sonuçsuz kalacağı bir günün azabı gelinceye kadar Kur’an’dan şüphe etmekte devam edip giderler.
- Mülk o gün tek olan Allah’ındır; aralarında hükmünü verir. Artık iman edip iyi işler yapmış olanlar Naim cennetlerindedir.
- İnkar edip ayetlerimize yalan diyenlere gelince, işte bunlara hakir düşüren bir azap vardır.
- Allah yolunda hicret edip de sonra öldürülmüş veya ölmüş olanlara gelince elbette Allah onları kesinlikle güzel bir rızıkla rızıklandıracaktır. Çünkü Allah elbette rızık verenlerin en hayırlısıdır.
- O kesinlikle onları hoşnut olacakları bir yere koyacaktır. Çünkü Allah herşeyi çok iyi bilir ve çok şefkatlidir.
- Bu böyledir! Kim kendisine yapılan saldırıya karşı aynı ile karşılık verir de sonra yine üzerine saldırılırsa, elbette Allah ona yardım eder; Çünkü Allah çok affedici, çok bağışlayıcıdır.
- Çünkü Allah, geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü de gecenin içine sokar. Ve Allah herşeyi işiten ve herşeyi görendir.
- Çünkü Allah, ancak hakkın ta kendisidir. Müşriklerin O’ndan başka taptıkları ise hep batıldır. Ve tek yüksek yüce ve tek büyük ancak Allah’tır.
- Görmüyor musun ki Allah’ın gökten indirdiği su ile yeryüzü yemyeşil oluveriyor? Gerçekten Allah lütuf sahibidir, herşeyden haberdardır.
- Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur. Gerçekten Allah, övülmeye layık ve hiçbir şeye muhtaç olmayan ancak O’dur.
- Görmedin mi ki, Allah bütün yerdekileri sizin hizmetinize sundu. Ve emriyle denizde seyredip giden gemileri de. Göğü de izni olmaksızın yere düşmekten o tutuyor. Gerçekten Allah insanlara çok şefkatli, çok merhametlidir.
- Size hayat veren O’dur sonra sizi öldürür sonra sizi yine diriltir. Gerçekten insan çok nankördür.
- Biz her ümmet için bir ibadet yolu yapmışızdır ki, onlar onun abidleridir. Şu halde bu işte seninle asla tartışmaya girmesinler; ve sen Rabbine davet et; çünkü sen muhakkak doğru olana götüren, doğru bir yoldasın.
- Eğer seninle tartışırlarsa de ki: “Yaptıklarınızı Allah pekala biliyor.”
- Muhalefet edip durduğunuz şeyler hakkında kıyamet günü Allah aranızda hükmünü verecektir.
- Bilmez misin ki, Allah gökte ve yerde ne varsa bilir; Muhakkak ki bunlar o bir Kitap (Levh-i Mahfuz)’ tadır. Muhakkak o Allah’a göre kolaydır.
- Onlar Allah’ı, bırakıp, hakkında Allah’ın hiç bir delil indirmediği, kendilerinin de hakkında bir bilgileri bulunmayan şeylere tapıyorlar; zalimlere ise hiçbir yardımcı yoktur.
- Kendilerine karşı ayetlerimiz birer delil olarak okunduğu zaman, o kafirlerin yüzlerinden inkarlarını anlarsın; hemen hemen karşılarında ayetlerimizi okuyanlara karşı saldırıverecek gibi olurlar. De ki: “Şimdi size ondan daha kötü olanını haber vereyim mi? Ateş! Allah onu inkar edenlere va’detti. O ne kötü akibettir!”
- Ey insanlar bir misal verildi, şimdi ona iyi kulak verin! Haberiniz olsun ki sizin Allah’tan başka taptıklarınız bir sinek yaratamazlar, hepsi onun için bir araya gelseler bile; şayet sinek onlardan birşey kaparsa onu ondan kurtaramazlar; isteyen de güçsüz, istenen de!
- Allah’ın yüceliğini gereği gibi takdir edemediler; Gerçekten Allah çok güçlü, çok üstündür.
- Allah hem meleklerden peygamberler süzer, hem de insanlardan. Şüphesiz Allah herşeyi işiten, herşeyi görendir.
- Hepsinin önlerindekini ve arkalarındakini bilir; ve bütün işler hep Allah’a döndürülür.
- Ey iman edenler, rüku edin, secde edin, Rabbinize kulluk edin; hayır işleyin ki kurtuluşa eresiniz.
- Allah uğrunda gerektiği gibi cihad edin! Sizi O seçti, üzerinize dinde hiçbir zorluk da yükletmedi. Haydi babanız İbrahim’in milletine! Bundan önce ve bunda (Kur’an’da) size müslüman adını o Allah verdi ki peygamber size şahid olsun, siz de bütün insanlara şahidler olasınız. Şu halde namazı kılın, zekatı verin ve Allah’a sıkı tutunun ki, sahibiniz O’dur. Artık O ne güzel bir sahip, ne güzel bir yardımcıdır.
Yorum gönder