Mülk Süresi – Arapça ve Türkçe Okunuşu

Mülk Suresi Arapça okunuşu​

Mülk Süresi Arapça Dinle

Mülk Suresi Türkçe Okunuşu​

Bismillâhirrahmânirrahîm.

  1. Tebarekelleziy biyedihilmulku ve huve ‘ala kulli şey’in kadiyrun.
  2. Elleziy halekalmevte velhayate liyebluvekum eyyukum ahsenu ‘amelen ve huvel’aziyzulğafuru.
  3. Elleziy haleka seb’a semavatin tıbakan ma tera fiy halkırrahmani min tefavutin ferci’ılbasare hel tera min futurin.
  4. Summerci’ılbasare kerreteyni yenkalib ileykelbesaru hasien ve huve hasiyrun.
  5. Ve lekad zeyyennessemaeddunya bimesabiyha ve ce’alnaha rucumen lişşeyatıyni ve a’tedna lehum ‘azabesse’ıyri.
  6. Ve lilleziyne keferu birabbihim ‘azabu cehenneme ve bi’selmasıyru.
  7. İza ulku fiyha semi’u leha şehiykan ve hiye tefuru.
  8. Tekadu temeyyezu minelğayzı kullema ulkıye fiyha fevcun seelehum hazenetuha elem yet’kum neziyrun.
  9. Kalu bela kad caena neziyrun fekezzebna ve kulna ma nezzelellahü min şey’in in entüm illa fiy dalalin kebiyrin.
  10. Ve kalu lev kunna nesme’u ev na’kılu ma kunna fiy ashabisse’ıyri.
  11. Fa’teref’u bizenbihim fesuhkan liashabisse’ıyri.
  12. İnnelleziyne yahşevne rabbehum bilğaybi lehum mağfiretun ve ecrun kebiyrun.
  13. Ve esirru kavlekum evicheru bihi innehu ‘aliymun bizatissuduri.
  14. Ela ya’lemu men haleka ve huvelletıyfulhabiyru.
  15. Huvelleziy ce’ale lekumul’arda zelulen femşu fiy menakibiha ve kulu min rizkıhi ve ileyhinnuşuru.
  16. Eemintum men fiyssemai en yahsife bikumul’arda feiza hiye temuru.
  17. Em emintum men fiyssemai en yursile ‘aleykum hasıben feseta’lemune keyfe neziyri.
  18. Ve lekad kezzebilleziyne min kablihim fekeyfe kane nekiyri.
  19. Evelem yerev ilettayri fevkahum saffatin ve yakbıdne ma yumsikuhunne illerrahmanu innehu bikulli şey’in basıyrun.
  20. Emmen hazelleziy huve cundun lekum yansurukum min dunirrahmani inilkafirune illa fiy ğururin.
  21. Emmen hazelleziy yerzukukum in emseke rizkahu bel leccu fiy ‘utuvvin ve nufurin.
  22. Efemen yemşiy mukibben ‘ala vechihi ehda emmen yemşiy seviyyen ‘ala sıratın mustekıymin.
  23. Kul huvelleziy enşeekum ve ce’ale lekumussem’a vel’ebsare vel’ef’idete kaliylen ma teşkurune.
  24. Kul huvelleziy zereekum fiyl’ardı ve ileyhi tuhşerune.
  25. Ve yekulune meta hazelva’du in kuntum sadikıyne.
  26. Kul innemel’ılmu ‘ındallahi ve innema ene neziyrun mubiynun.
  27. Felemma reevhu zulfeten siy-et vucuhulleziyne keferu ve kıyle hazelleziy kuntum bihi tedde’une.
  28. Kul ereeytum in ehlekeniyallahu ve men me’ıye ev rahımena femen yuciyrulkafiriyne min ‘azabin eliymin.
  29. Kul huverrahmanu amenna bihi ve ‘aleyhi tevekkelna feseta’lemune men huve fiy dalalin mubiynin.
  30. Kul ereeytum in asbeha maukum ğavren femen ye’tiykum bimain me’ıynin.

Mülk Suresi Türkçe Dinle

Mülk Suresi’nin Anlamı

Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.

  1. Kâinatın mutlak mülkiyeti ve hâkimiyeti elinde bulunan Allah yüceler yücesi, bütün iyilik ve bereketlerin kaynağıdır. O’nun her şeye gücü yeter.
  2. O ki, hanginizin daha güzel işler yapacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. Kudreti dâimâ üstün gelen ve günahları çok bağışlayan yalnız O’dur.
  3. Yedi kat göğü birbiriyle uyum içinde tabaka tabaka yaratan O’dur. Rahmân’ın yaratmasında hiçbir düzensizlik göremezsin. Haydi, çevir gözünü de bak, bir kusur, bir çatlaklık görebilecek misin?
  4. Sonra gözünü tekrar tekrar çevir de bak. Göz, aradığı kusuru bulamamanın ezikliği ve bitkinliği içinde sana geri dönecektir.
  5. Biz yere en yakın olan göğü kandillerle süsledik. O kandilleri şeytanlara atılan birer mermi yaptık; onlara bir de alevli ateş azabı hazırladık.
  6. Rablerini inkâr edenler için cehennem azabı vardır. Gidilecek ne kötü bir yerdir orası!
  7. Oraya atıldıklarında, cehennemin onları yutmak için homurtularla nasıl içine doğru nefes alıp, uğuldaya uğuldaya kaynadığını işitirler.
  8. Kâfirlere öfkesinden neredeyse çatlayacak! Her bir bölük oraya atıldıkça cehennem bekçileri onlara: “Allah’ın azabından sakındıran bir uyarıcı size gelmemiş miydi?” diye sorarlar.
  9. Şöyle cevap verirler: “Evet, bize bir uyarıcı geldi. Fakat biz onu yalanladık ve onlara: «Allah’ın bir şey indirdiği falan yok; siz ancak büyük bir sapıklık ve şaşkınlık içindesiniz» dedik.”
  10. Sonra şöyle hayıflanırlar: “Eğer uyarılara kulak vermiş veya aklımızı kullanıp gerçekler üzerinde düşünmüş olsaydık, şimdi şu çılgın alevli ateşin yoldaşları arasında bulunmazdık!”
  11. Böylece günahlarını itiraf ederler. Artık Allah’ın rahmetinden uzak olsun o çılgın ateş mahkûmları!
  12. Buna karşılık, duyu ve idrak sınırlarının ötesinde bulunan Rablerine karşı kalpleri saygı ve ürpertiyle dolu olanlara gelince, onlar için bir bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır.
  13. Söylemek istediğinizi ister içinizde gizleyin, ister açığa vurun hiç fark etmez. Çünkü O, göğüslerde saklanan en gizli düşünceleri bile tam olarak bilir.
  14. Yaratan yarattığını bilmez olur mu hiç? İlmi her şeyin bütün inceliklerine kadar nüfûz eden ve her şeyden hakkiyle haberdar olan yalnız O’dur.
  15. O Allah ki, yeryüzünü sizin için uysal bir binek hâline getirmiştir. Öyleyse onun omuzları üzerinde rahatça dolaşın ve Allah’ın sizin için hazırladığı nimetlerden faydalanın. Ama sonunda O’nun huzurunda toplanacağınız unutmayın!
  16. Gökte olan zâtın, sizi yerin dibine geçirmeyeceğinden emin mi oldunuz? Bir de bakarsınız, yer çalkalanıp duruyor!
  17. Yahut gökte olanın, üzerinize taş yağdıran bir kasırga göndermeyeceğinden emin mi oldunuz? Siz, benim tehdidimin nasıl bir şey olduğunu yakında bileceksiniz!
  18. Gerçek şu ki, bunlardan öncekiler de âyetlerimi ve peygamberlerimi yalanlamışlardı. Fakat beni inkâr etmenin âkibeti neymiş, gördüler!
  19. Üzerlerinde kanatlarını aça kapaya uçan kuşları görmüyorlar mı? Onları havada tutan Rahmân’dan başkası değildir. Şüphesiz O, her şeyi hakkiyle görmektedir.
  20. Size Rahmân’dan başka yardım edip sizi O’nun azabından kurtaracak ordunuz hangisi? Doğrusu kâfirler, büyük bir yanılgı ve tam bir aldanmışlık içindeler.
  21. Eğer Rahmân size verdiği rızkı kesiverecek olsa, o zaman sizi rızıklandıracak olan hani kim? Gerçek şu ki onlar azgınlık içinde ve haktan uzaklaşmakta direnip duruyorlar.
  22. Düşünün bakalım; yüzüstü kapanarak sürünen mi emniyet içinde ve sapmadan yol alıp hedefine ulaşır, yoksa doğrudan hedefe götüren dümdüz bir yol üzerinde hiç sapmadan dimdik yürüyen mi?
  23. De ki: “Sizi yaratan, size kulaklar, gözler ve kalpler veren O’dur. Ne de az şükrediyorsunuz?”
  24. De ki: “Sizi yeryüzünde çoğaltıp yayan da O’dur. En sonunda diriltilip yine O’nun huzurunda toplanacaksınız!”
  25. Buna rağmen hâlâ: “Eğer doğru söylüyorsanız, bizi tehdit edip durduğunuz kıyâmet ne zaman gerçekleşecek?” diye alay ediyorlar.
  26. De ki: “Onun bilgisi, sadece Allah katındadır. Ben ise apaçık bir uyarıcıyım!”
  27. Nihâyet kıyâmeti yakından gördüklerinde inkâr edenlerin yüzleri korku ve kederden simsiyah kesilir. Onlara: “Alay ederek küstahça isteyip durduğunuz şey işte bu!” denilir.
  28. De ki: “Allah beni ve beraberimdeki mü’minleri helâk etse veya bize merhamet etse, bu O’nun bileceği bir iştir. Peki, söyler misiniz bana, ya kâfirleri can yakıcı azaptan kim kurtaracak?”
  29. De ki: “O Rahmân’dır; O’na inandık ve yalnız O’na güvenip dayandık. Bu sebeple, kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu yakında siz de öğreneceksiniz!”
  30. De ki: “Söyleyin bana: Eğer suyunuz yerin dibine çekiliverse, size kaynağından akıp duran yeni ve tatlı bir suyu kim getirebilir?”

Yorum gönder