Nuh Suresi – Arapça ve Türkçe Okunuşu
Nuh Suresi Arapça okunuşu
Nuh Suresi Arapça Dinle
Nuh Suresi Türkçe Okunuşu
Bismillâhirrahmânirrahîm.
- İnna erselna nuhan ila kavmihi en enzir kavmeke min kabli en ye’tiyehum ‘azabun eliymun.
- Kale ya kavmi inniy lekum neziyrun mubiynun.
- Enı’budullahe vettekuhu ve etiy’uni.
- Yağfir lekum min zunubikum ve yuahhırkum ila ecelin musemmen inne ecelellahi iza cae la yuahharu lev kuntum ta’lemune.
- Kale rabbi inniy de’avtu kavmiy leylen ve neharen.
- Felem yezidhum du’aiy illa firaren.
- Ve inniy kullema de’avtuhum litağfire lehum ce’alu ezabi’ahum fiy azanihim vestağşev siyabehum ve esarru vestekberustikbaren.
- Summe iniy de’avtuhum ciharen.
- Summe inniy a’lentu lehum ve esrertu lehum israren.
- Fekultüstağfiru rabbekum innehu kane ğaffaren.
- Yursilissemae ‘aleykum midraren.
- Ve yumdidkum biemvalin ve beniyne ve yec’al lekum cennatin ve yec’al lekum enharen.
- Malekum la tercune lillahi vekaren.
- Ve kad halekakum atvaren.
- Elem terev keyfe halekallahu seb’a semavetin tıbakan.
- Ve ce’alelkamere fiyhinne nuren ve ce’aleşşemse siracen.
- Vallahu enbetekum minel’ardı nebaten.
- Summe yu’ıydukum fiyha ve yuhricukum ıhracen.
- Vallahu ce’alelekumul(arda bisatan.
- Litesluku minha subulen ficacen.
- Kale nuhun rabbi innehum ‘asavniy vettebe’u men lem yezidhu maluhu ve veleduhu illa hasaren.
- Ve mekeru mekren kubbaren.
- Ve kalu la tezerune alihetekum ve la tezerunne vedden ve la suva’an ve la yeğuse ve ye’uka ve naren.
- Ve kad edallu kesiyren ve la tezidizzalimiyne illa dalalen.
- Minma hatiyatihim uğriku feudhıhu naren felem yecidu lehum min dunillahi ensaren.
- Ve kale nuhun rabbiy la tezer ‘alel’ardı minelkafiriyne deyyaren.
- İnneke in tezerhum yuodıllu ‘ıbadeke ve la yehidu illa faciren keffaren.
- Rabbiğfirliy ve livalideyye ve limen de hale beytiye mu’minen ve lilmu’miniyne velmu’minati ve la tezidizzalimiyne illa tebaren.
Nuh Suresi Türkçe Dinle
Nuh Suresi’nin Anlamı
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.
- Biz Nûh’u, “Başlarına pek acı bir azap çökmeden önce halkını uyar!” diye kavmine peygamber olarak gönderdik.
- O da şöyle dedi: “Ey kavmim! Şüphesiz ben, size gönderilmiş apaçık bir uyarıcıyım.”
- “Yalnızca Allah’a kulluk yapın, O’na gönülden saygı besleyip emirlerine karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin!”
- “Tâ ki Allah da sizin günahlarınızı bağışlasın ve ceza vermeksizin belirli bir vakte kadar sizi ertelesin! Şüphe yok ki, Allah’ın takdir ettiği ecel gelip çattığında asla ertelenmez. Keşke bunu bilseniz!”
- Nûh Rabbine şöyle niyâz etti: “Rabbim! Ben kavmimi gece gündüz imana çağırdım.”
- “Fakat ben çağırdıkça, onlar gerçeği kabulden daha fazla uzaklaştılar.”
- “Kendilerini bağışlaman için onlara yaptığım her çağrı karşısında parmaklarını kulaklarına tıkadılar, bana görünmemek için elbiselerine büründüler, küfürde direttikçe direttiler ve büyüklenip beni dinlemeyi kibirlerine yediremediler.”
- “Kâh oldu, dâvetimi yüksek sesle ve vurgulu bir üslupla yaptım.”
- “Kâh oldu onlara açıktan söyledim, kâh oldu gizliden gizliye, husûsî dâvette bulundum.”
- “Onlara dedim ki: «Rabbinizden bağışlanma dileyin! Çünkü O, günahları çokça bağışlayıcıdır.»
- «Bağışlanma dileyin ki üzerinize bol bol yağmur yağdırsın.»
- «Mallarınızı, evlatlarınızı çoğaltsın, size bağlar, bahçeler versin, sizin için ırmaklar akıtsın.»
- «Size ne oluyor ki, Allah’ı tanımıyor, O’nun büyüklüğünden korkmuyorsunuz?»
- «Oysa O’dur sizi merhale merhale, şekilden şekle geçirerek yaratan!»
- «Hem görmez misiniz, Allah yedi göğü nasıl birbiriyle tam uyumlu, mükemmel bir ölçüyle ayarlanmış tabakalar hâlinde yaratmış?»
- «O gökler içinde ayı yansıyan bir nûr, güneşi de bir ışık kaynağı yapmış.»
- «Allah sizi de yerden bitki bitirircesine bitirip büyüttü.»
- «Sonra sizi tekrar toprağa döndürecek ve yeniden diriltip tekrar oradan çıkaracaktır.»
- «Allah, yeryüzünü sizin için bir sergi gibi döşedi.»
- «Onun geniş yollarında, dağları vâdileri arasında yürüyüp gidesiniz diye.»”
- Nûh dedi ki: “Rabbim! Bunlar bana karşı geldiler; malı da çocukları da kayıplarını artırmaktan başka bir şeye yaramayan kimselerin peşine düştüler.”
- “Dâvetimi engellemek için büyük büyük tuzaklar kurdular.”
- “«Sakın ha ilâhlarınızdan vazgeçmeyin. Hele hele Vedd’i, Suva’ı, Yeğûs’u, Yeûk’u ve Nesr’i asla bırakmayın!» dediler.”
- “Böylece pek çoklarını şaşırtıp saptırdılar. Sen de o zâlimlerin şaşkınlığını artır ya Rabbi!”
- Böylece günahları yüzünden tûfanda boğuldular, peşinden cehenneme tıkıldılar! Kendilerini Allah’ın azabından koruyacak bir tek yardımcı bile bulamadılar.
- Nûh dedi ki: “Rabbim! Yeryüzünde dolaşan bir tek kâfir bile bırakma!”
- “Bırakacak olursan, onlar senin kullarını yoldan çıkarırlar ve ancak kendileri gibi ahlâksız, günahkâr ve azılı kâfir nesiller yetiştirirler.”
- “Rabbim! Beni, anne-babamı, mü’min olarak evime girenleri, bütün mü’min erkeklerle mü’min kadınları bağışla! Zâlimlerin ise ancak helâkini artır! Köklerini kurut!”
Yorum gönder